Moulana Sahab's opening speech in Turkish | The Zaman | 3rd June 2012
"Ilmin Isiginda Islâm" isimli kitabin yazari, 87 yasindaki Hindistanli âlim Vahidüddin Khan'in Gaziantep'teki "Sosyal Problemler Peygamber Yolundan Çözümler " sempozyumundaki açilis konusmasinda yaptigi konusmayi mütalaalariniza arz ediyorum:
Bismillahirrahmanirrahim
Bu tarihî sempozyumu organize edenlere çok tesekkür ediyorum. Ayrica bana böyle bir kitleye hitap etme firsatini verdikleri için mütesekkirim. Bu benim Türkiye'ye ilk ziyaretim. Adeta bir kesif yolculugundayim. Bu seyahatte bir inkilap insanina denk geldim. Fethullah Gülen'i tanidim. Milyonlarca insana ilham olmus bir zat. Kendisinin fikirlerinden ilham alan birçok insanla tanistim. Egitimde, saglikta, sosyal reformda muazzam isler yapan insanlarla tanistim. Binlerce egitim müesseseleri kurdular, sadece Türkiye'de degil, bütün dünyada. Adeta bir egitim imparatorlugu. Muazzam, kendi sahsina münhasir bir is. Istanbul'dayken Sultan Eyyûb'u ziyaret ettim. Efendimiz'in sahabelerinden. Ta Istanbul'a gelmis ve burada vefat etmis. Türbesinin önünde dururken su ayet aklima geldi: 'Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.' Türbe sessizdi ama sanki bana söyle diyordu: Ey siz ümmet-i Muhammed. Tarihte, Islâm Peygamberi, yedinci asirda büyük bir inkilap, bir tecdid yapmisti bütün bir dünyada. Simdi sira sizde. 21. asirda bu dönüsümü yapacak sizlersiniz. Simdi bu kadar imkânlar var, haberlesme var. Karsilikli iletisim imkânlari var. Yani her sene 31 milyondan fazla insan turist olarak Türkiye'ye geliyor. Adeta Allah'in mesajini duymak üzere buraya akiyor insanlar. Kapiniza geliyorlar. Ey ümmet-i Muhammed. Allah'in kitabi sizin elinizde, Efendimiz'in (sas) sünneti var. Sizler buradasiniz. Bu nimetleri paylasalim diye geliyorlar. Kardesimiz Gülen bu gerçegi ve firsati fark etti. Gülen, yine modern çagin sartlarinin farkina varan birisidir. Ve bu maksatla bir nesil yetistirdi. Kahramanca mücadele edecek bir nesil. Bu davanin en önemli misyonu tabii ki Kur'an-i Kerim'in yeniden anlasilmasidir. Kur'an korunmus tek vahiydir. Böyle baska bir kitap yok. Asil haliyle korunmus baska bir kutsal metin yok. Ve bu kitap sizin elinizde. Gülen, bu Kitab'in rehberliginde bu davaya baslamis...
Biz Kur'an-i Kerim'in elimdeki Ingilizce tercümesini yaptik. Biz de benzer bir misyon anlayisiyla Kur'an'in mesajini dünyaya yaymak istiyoruz. Elimdeki günümüz Ingilizcesiyle hazirlanmis bir mealdir. Herkesin Kur'an'in içerisinde ne oldugunu bilmesi gerekiyor. Yasadigimiz tecrübeler elbette ki çok tesvik edici. Yeni Delhi'de bir Ingiliz çift var. Hastalanmislar. Bizim vakfimizdan bir üyemiz onlari hastanede ziyaret etmis ve Kur'an meali hediye etmis. Ingiliz, 'Ruhuma, aklima hitap eden, kafamdaki sorulara cevap veren baska bir hakikati duymaya çok ihtiyacim vardi.' demis. Gülen de misyonunu Kur'an'a ve Efendimiz'in (sas) misyonuna dayandirdi. Ve bütün bu açlik içerisinde yasayan dünyaya bunlari ulastirmayi hedefledi. Allah'in ümit asilayan mesajini bu insanlara ulastirmaya çalisiyor. Istanbul'da Eyyûb el-Ensarî'yi ziyaret ederken bir ses isittim. Ses sunu diyordu: Ümmet-i Muhammed neredesiniz? Bütün insanlik açliktayken siz nerelerdesiniz? Bütün dünya açlik içerisinde. Allah'i tanimak istiyorlar. Bizi niçin yaratti bilmek istiyorlar. Ölüm nedir bilmek istiyorlar. Cennet nedir, cehennem nedir? Ümmet-i Muhammed neredesiniz? Benim Türkiye'de duydugum mesaj buydu. Türkiye çok farkli bir ülke. Dogu'yla Bati arasinda bir köprü sanki. Bu iste tabii ki Allah'in bir plani var. Dogu'nun hikmetini Bati'ya nakletme plani. Dogu'yu Bati'ya tasima. Çok ümitvarim. Sayin Gülen'e ve talebelerine çok tesekkür ediyorum. Buradaki kurumlara tesekkür ediyorum. Istanbul'da ve Türkiye'de gördügüm kurumlar çok iyi yönetilen kurumlardi. Bu kurumlarda bir derinlik, bir maneviyat gördüm. Bir Islam kültürü gördüm. Ve bu benim ümidimi yesertti, büyük bir ümit verdi. Bu Türkiye'ye has bir durum sanki. Islam'in tarihini yeniden ihya etme sanki Türkiye'nin üzerinde bir görev. Sahabenin yedinci-sekizinci asirlarda yaptiklarini tekrar ettirmek sanki bu milletin görevi gibi. Ve Sayin Gülen'in varligi da buna bir delil. Çok mutluyum.
Ben yasli bir insanim. Ne zaman ölecegimi bilemiyorum. Ama sunu diyebilirim ki büyük bir ümitle ölecegim. Çünkü bu Türk kardeslerim benim ve Sayin Gülen'in misyonunu tamamlayacaklar. Ve ölürken de gönlüm gül-gülistan olacak. Çünkü Türk insaninin bu misyonu tamamlayacagina inaniyorum. Allah sizlerin yardimciniz olsun ve bu asil davayi tamamlamayi nasip etsin.